Kış Gelince

Kış gelince üşüyen ellerin, yanakların, burunların, kar tanelerine bakarken hafifçe kısılan gözlerin hissettirdiği şeyleri düşündüm bugün. Kış bilgisi, çocukluktan kalma alışkanlıklarla bize bir öğretmen gibi telkin ettiği sesleri kaydederek el becerilerimizin de yardımıyla hislerimize dahil olmasıdır.

Kış deyince karlarda koşuşan atlar, sokaklarda oynayan çocuklar ve çocukların bile kıskanacağı neşeyle kartopu oynayan büyükler geliyor bugünlerde aklıma. İnsanın geride bırakamadığı ne varsa kış ile çıkıyor gün yüzüne o duygular... Büyük oğlum Ahmet Yusuf'un bir yıl önce kar tanelerinin tadına bakışını, kardeşi Ali Taha'nın henüz bu yıl şahit olduğu kışı... Kışın çoğu şey daha değerli geliyor insanın gözüne, mekan ve zaman algısının kaybolduğu anlarda ruhun mevsimleri devreye giriyor sanki.

Kış gelince pencerelerden dışarıya daha çok bakar oluyoruz gayri ihtiyari; çatıların ve kaldırımların üzerinde beyaz bir örtü görmek hoşumuza gidiyor olsa gerek. Eşya'nın değeri onu saklayan ve örten bir şeyin olmasıyla daha da artıyor. Kar ayak izlerimizi gösterirken aslında bizim iz bırakan bir varlık olduğumuzu hatırlatır bilinçaltımıza.

İz bırakmak ama temiz bir sayfada ve o sayfayı kirletmeden...

Y.O
Ocak 2015 Fatih/İstanbul 



Yorumlar

Ankara'dan bir İstanbul manzarası isteriz.

Popüler Yayınlar