Kaybedilmiş Bir Künye

En son bitmesiyle başlar boğaza düğümlenen her cümle
İlmektir kimine göre bağlanan, kimine göre ise yine kendisi
Rüyalar görür bu yüzden gündüz ile gece arasında
Ve sırası gelince öne çıkar tam tekmil
boynunda bronz bir künyeyle..

Örüyor geceyi ağaçların yapraklarını saran kar taneleri
Postallar beyazlar içinde..
Fotoğraflar sararmış ve anılar
anılar bir yara gibi dökülmekte hislerden
Zaman, toz bırakıyor eşyaların ardından
Şafak her yüzde başka başka izler bırakırken
gün batımında hep aynı ifade: demlenmiş bir hüzün!

Şeffaf bir aynaya basıyor isimlerin ağırlığı
kırılmaktansa esniyor yere doğru.

Suya yazılmadı isimlerimiz uçup gidecek değil
Sayfaları sararmış eski bir kitabın satır aralarında
kaybolacak da değil..
Ne var ne yoksa isimler üzerinde
tartamaz onu ne başka bir isim ne de ağırlık ölçüm birimleri.

Gökyüzünden renkler akıyor kendini damıtır gibi
Leylak desem değil, karanfil desem değil, gül desem hiç değil
Payına düşeni alıyor dünya ve herkes fazlasıyla

El değmeden nasıl durulanır ki yaşamak
efsunlu şarkıları hesaba katmazsak.

Yasin Onat

Yorumlar

ümitlielif dedi ki…
"El değmeden nasıl durulanır ki yaşamak
Efsunlu şarkıları hesaba katmazsak.."

Popüler Yayınlar