Güneş kimin için doğar

Güneşin nereden doğduğuna dair

Ateş, aşkına yanıyor yanıyorsa, sönüyorsa aşkı için sönüyor. Güneş doğudan doğmaz, güneş aşktan doğar, dağılır, ısıtır.!

Bir söz vardır düşünenler için: “Biz kalkmıyorsak güneş ne yapsın”. Her sabah pencerelerimizden izinsiz girer de, kimseler ona “hoş geldin” demez!
Neden?
Çünkü o davetsiz misafirdir. Şöyle bir dağılır odalara sonra çekilir yavaş yavaş.. Güneş alınmaz, karşılanmadığına çünkü o kaynağını aşktan alır ve aldığını kainat üzerine sınırsızca sunar.

Güneşi öğle vakti tepe noktasına getiren de aşktır. İlahî bir sırdır onu yakıp kavuran. Doğuşundan batışına kadar hiçbir zaman zarfınca ayrımcılık yapmaz. O halde güneşle beraber biz de her sabah, kainata doğmalıyız, doğmalıyız ki karanlık bir ufuk hiç kalmasın yeryüzünde.

Yeryüzünün derinliklerindeki mağma tabakası da ateşin kaynağının aşk olduğunu ispatlar. Bu minval üzere su bir nebze ateşin hararetini dindirmektedir. Ama ateş hâlâ sönmüş değil...
Bu arada suya kaside yazılmıştır da ateşe yazılmamıştır. Şu denilebilir belki de: Şeytan da ateşten yaratıldı. O da mı aşktan yanıyor? Cevabı şu: Hayır! iblis Rahmanın emrine yüz çevirdi ve nankörlük etti. Onun ateşi kibirdendir ve ancak ateşi kendini yakar. Mümin kuluna ALLAH ateşi yasaklamıştır. Müminin ateşi ancak kalbindedir.

Güneşin niçin doğduğuna dair

Her soru kendi cevabını beklerken; biz asıl “konu başlığımızın” can alıcı noktasına gelelim. Güneş bizim için galaksiyi dönüp dolaşıp doğuyorsa üzerimize, biz de onu seher vaktinde karşılamalı, onu bize (yaratan) halk eden, ışığımızı, ve ısınmamızı sağlayan ALLAH’a hamd etmeliyiz. Ki, felaha erelim. “Güneşi bekleyen sabah gibi, geceyi bekleyen yıldızlar gibi sabırlı olmalıyız” imtihanımızda. Güneş sadece bir örnek İlahî Aşk’ın nihayetini bekleyiş devrelerinde. Kalanları gözlerken her giden, nereye gittiğini sorguluyor. Kalanlar da giden(ler)in kalmamasını düşünüyor. Bizler de güneşe bakarak nereye gittiğimizi anlayabiliriz. Gidiyor muyuz gitmiyor muyuz orasını varın siz düşünün...

Tepemizde güneş, altımızda güneş, yüreğimizde binbir ateş! Unuttuğumuz suyun nerede olduğu. Sığındığımız: Yardımını esirgemeyen RAHMETİ RAHMAN...

Yorumlar

Popüler Yayınlar